Bir Garip TÜRSAB Hikayesi (21) DÜZCE KORUGÖL’E BARBEKÜYE BEKLERİZ… SIRÇA KÖŞKTE BİTMEK BİLMEYEN İSRAF

 

Hepinizin malumu olduğu üzere; Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, bugüne kadar yaptığı açıklamalarda Korugöl Tabiat Parkı’nı TÜRSAB’a tahsis ettiğini ifade etti.

Ama burada asıl mesele şu: Bağlıkaya , TURSAV Vakfı’nı sanki TÜRSAB ınmış gibi göstererek hem üyeleri hem de Düzce Belediye Başkanı’nı açıkça yanlış yönlendirdi.

Başkan Özlü de bu yanlış bilgilendirme yüzünden, Korugöl’ün TÜRSAB’a geçtiğini sanıyor. Oysa gerçekte bu alan 18 milyon lirayı aşan harcamasını karşılayan 15.000 TÜRSAB üyesi yerine sadece 424 üyeli TURSAV Vakfı’na devredildi.

Hem yerelde hem de turizm camiasında “Düzce-Korugöl Skandalı” olarak anılmaya başlayan bu projenin TÜRSAB’a devri için gerekli resmi yazışmaları başlattığımızı buradan bir kez daha ifade ediyorum.

Bu süreçte gerek yerel, gerek ulusal, gerekse turizm basınına 15.000 TÜRSAB üyesi adına teşekkür ederim. Bu meselede “Hakkını arayan bir camia” olduğumuzu herkes bir kez daha gördü.

Bu arada bir de ne oldu dersiniz? Bölgeden ve acantalardan gelen haklı tepki sonrası bu ‘’Korugöl Skandalı’’ öyle sessizce yutulamadı.

Baktılar ipin ucu iyice kaçıyor, hemen Batı Karadeniz’deki TÜRSAB Üyelerini (Kastamonu, Karabük, Zonguldak, Bartın, Bolu, Düzce) aileleriyle birlikte 20 Temmuz’da barbekü partisine çağırmaya karar verdiler.

Doğru yoldasınız… Aferin… 

Ama unutmayın: TÜRSAB üyeleri bir mangal dumanına, bir tabak köfteye tav olacak insanlar değildir!

Gelelim işin en komik tarafına:

Malumunuz Düzce Korugöl TURSAV adındaki bir Vakfın İktisadi İşletmesi tarafından işletiliyor. Yani mangal partisi TÜRSAB üyelerinin parasıyla kurulmuş bir tesiste organize ediliyor ama tesis başka bir kurumsal kimlik tarafından işletiliyor.

Bağlıkaya ne demişti hatırlarsınız : 

‘’TURSAV Üyeleri ücretsiz girecek, TURSAV Üyeleri %50 indirimden yararlanacak’’

Peki soruyorum, çağrılanlar TURSAV Üyesi değiller…

TÜRSAB, TÜRSAB üyelerinin Korugöl’e girişi için TURSAV Vakfına bilet bedeli ödeyecek mi?

İçerde alınan hizmetlerin karşılığı olarak TURSAV Vakfı İktisadi İşletmesi, TÜRSAB’a tam olarak mı yoksa %50 indirimli olarak  mı fatura kesecek?

Öyle mangal dumanı yakıp milleti avutacağınıza önce şunu bilin:

TÜRSAB üyelerini kimse kendi toprağına misafir gibi sokamaz.

Kimse TÜRSAB Üyelerinin hakkını bir tabak kanatla ve iki köfteyle unutturamaz.

O ateş tüter, kömür söner ama bu camianın hafızası hiç sönmez.

Herkes biliyor: Orası 424 kişilik TURSAV Vakfının değil, 15.000 üyenin hakkıdır.

Ve günü geldiğinde Düzce Korugöl TÜRSAB’a geçecektir, NOKTA.

SIRÇA KÖŞKTE BİTMEK BİLMEYEN İSRAF… 

Gün geçmiyor ki yeni bir bilgi gelmesin.

Bu bilgileri itinayla paylaşan, vicdanı el vermeyip susmayan tüm arkadaşlara da buradan teşekkür ediyorum.

Üyeler turizmin darboğazında canla başla ayakta durmaya,  ay sonunu getirmeye ve 25.000 TL TÜRSAB aidatını ödemeye çalışırken, Bağlıkaya’nın yönetim anlayışının lüks sevdası bitmiyor. 

Şöyle ki TÜRSAB’da ‘Damadını müdür yaptırması’ yönüyle bilinen ve hatırlanan avukatı, mevcut hukuk biriminin odasını beğenmemiş olacak ki, komple departmanı İstanbul’daki TÜRSAB Genel Merkez binasının 6. katına taşımaya karar vermiş. Bu keyfi taşınmanın faturası mı?

Aşağıdaki belgede gördüğünüz gibi: 1.600.000 TL’nin üzerinde bir maliyet… Geçen senenin rakamları olduğunu düşünürsek bu rakamı 1,5 katı ile çarpın… Yani iki milyon beşyüzbin TL’ye yakın bir rakam… TÜRSAB’ın avukatının odasını beğenmemesinin TÜRSAB’a maliyeti… 

Buradan soruyorum:

TÜRSAB’da “acı reçeteyi” hep acentalar mı yutacak, yoksa odalarını beğenmeyip israfa çanak tutanlar mı? Asli görevi üyelerin haklarını savunmak olan bir birimin başındaki bu zihniyet mi TÜRSAB üyelerinin hakkını hukukunu savunacak? Haydi ordan… 

Bağlıkaya’nın yönetim anlayışı ile yönetilen TÜRSAB Genel Merkez’in üyelerden, sektörün gerçek gündeminden ne kadar kopuk olduğu bir kez daha ortaya çıktı. 

TÜRSAB’ın mevcut yönetim anlayışının asıl meselesi TÜRSAB üyelerinin hakkını savunmak ve Türkiye turizmini büyütmek falan değil. Asıl gündemleri bir avuç yöneticinin sırça köşklerinde daha konforlu yaşamasını sağlamak, bu konfor alanlarını korumak için seçim kazanmak, kendilerine yakın gördükleri mutlu azınlığı Kıbrıs’ta, Antalya’da, İstanbul’da ve dünyanın dört bir yanında gezdirip lüks otellerde ağırlamak ve TÜRSAB Üyelerinin hakkını ve hukukunu TURSAV Vakfı’na aktarmak…  

Bağlıkaya’dan güç alarak TÜRSAB’ın avukatının bu lüks harcama talebini gündeme taşımaya cürret etmesini, büyük bir çoğunluğunun istemeyerek de olsa imza attıklarından şüphe duymadığım Yönetim Kurulu üyelerinin bu kararı onaylamasını ve üyelerin sorunları ile uğraşmak yerine TÜRSAB Yönetim Kurulu’nun böylesine bir gündem ile meşgul olmasını şiddetle kınıyorum.

Bu fütursuzluk, bu keyfilik, bu israf TÜRSAB’ın 15.000 üyesinin cebinden gidiyor.

Buradan açık çağrımdır:

Çıkın, tüm üyelerden özür dileyin!

Çıkın deyin ki:

“Özür dileriz, yakalandık… TÜRSAB üyelerinin alın terini sırça köşklerimize bir daha harcamayacağız.”

Yazımı tüm bu yazdıklarımdan bağımsız olarak Çinli filozof Konfüçyüs’ün bir sözü ile sonlandırıyorum.

‘Elde edilecek bir çıkarı olduğu halde adaleti düşünen, tehlike karşısında hayatını hiçe sayan, verdiği sözü unutmayan, tam insandır.’

İki hafta sonra görüşmek üzere…

Kalın sağlıcakla.

M.Nezih HACIALİOĞLU

TATİLAY TURİZM ve BOOK 4 BED TURİZM Seyahat Acentaları Yönetici Ortağı

23.Dönem TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi