Bir Garip TÜRSAB Hikayesi (18) CEVAPLAR SORULANDI… YA AYAĞIMA GELİRSİN YA DA…



22 Mayıs günü TÜRSAB TV'de yayımlanan programda, bizzat TÜRSAB Başkanı Bağlıkaya’nın ağzından çıkan konuları tek tek inceledim, onsekiz ayrı başlık haline getirdim. Bilgilenmemiz ve cevapları öğrenebilmemiz ve bunlar için Bağlıkaya’nın da hazırlıklı olması  için Moderatöre “sorularımızı”  önceden göndermiş olmamıza  rağmen hiçbir tanesini sormaması bir tercih meselesidir. Moderatörün Bağlıkaya’nın cevaplarını soruladığı programda öne çıkan konuların şunlar olduğunu tespit ettim. Atladığım tespit edemediğim hususlar varsa siz de katkıda bulunursanız TÜRSAB ‘ımızın geleceği için bilinçlenmemiz için büyük destek sağlayacaktır.

1. Seyahat Acentaları Yönetmeliği: Ne Zaman Kardeş, Ne Zaman Düşman?

Bağlıkaya, iptal edilip istinafta olan yönetmelik meselesinde Turizm Bakanlığı’yla aynı fikirde olduklarını söyledi. Hani her fırsatta “her şeyin sorumlusu Bakanlık” diyordu ya… İşine gelen bir konu olduğunda “biz biriz” moduna geçmesi enteresan. Bir karar ver artık lütfen : Bakanlık yanında mı, karşında mı?

2. Sağlık Turizmi: “Ameliyat mı Yapacaklar?” Kinayesi

Sağlık Turizmi yapan acentaların yaptıkları işi sadece tur, transfer ve otel rezervasyonu yapmaya indirgeyen Bağlıkaya’nın; meslektaşlarımız için kullanmış olduğu “Ameliyat mı yapacaklar?” sözü büyük bir talihsizlikti. Hakim olmadığı bir konu olan ‘Sağlık Turizmi’ ile ilgili neden görüş bildirir anlaşılır gibi değil. Başkanın sağlık turizmine dair vizyonu bu seviyedeyken, sağlık turizminde yer alabilmek için TÜRSAB’a üye olma zorunluluğunun yönetmelikten sessizce çıkarılmasına elbette şaşırmıyoruz. Bu vizyonla yönetilen TÜRSAB'ın, yönetmelikten çıkartılmasını da artık kimse yadırgamıyordur. Bilmediği konuda Sağlık Turizmi acentalarımızın hakkını nasıl savunsun?

3. Kıbrıs Gezisi ve Fuarlar: Kimse Demediğimizi, Demişiz Gibi Konuşmasın

Kıbrıs gezisiyle ilgili kimse “Neden Kıbrıs’a gidildi?” demedi. Eleştirimiz bu değil. Eleştirimiz şu: Bu gezi duyurulmadı. Kapalı devre yapıldı. Belli kişiler seçilip götürüldü. Kimlerin, nasıl davet edildiği belli. Başkan da bunu biliyor. Söylenmeyen sözleri bize mal etmeye çalışmasın.
Fuarlar konusuna gelirsek…Biz “Fuara neden gidiyorsunuz?” demiyoruz. Dediğimiz şu: Bakanlığın gittiği fuarlara gitmek vizyon değildir. Aynı fuarda iki ayrı Türkiye standı açmak mantıklı değildir. Kaynak israfıdır. Asıl vizyon, Bakanlığın gitmediği stratejik fuarlara gitmektir.
Ayrıca fuar katılımı son dakika işi değildir. Takvimi önceden ilan edilir. Ön talep toplanır, sembolik bir bedel belirlenir, alan buna göre planlanır. Bağlıkaya üç senedir seyahat acentacılığı yapmadığı için unutmuş olabilir bunları, biz hatırlatalım.

4. Burdur Balonu: Uçan Para, Uçmayan Balon
Burdur’da yapılan etkinlikten sonra neden hiç balon uçmadı sorusuna “Burdur’da balon uçurabileceğini gösterdik,” demek, komedidir. O zaman kafanıza göre heryerde uçurun. Öyle her yerde uçan balonculuk oynanmaz. ‘’Yanlış yaptık, özür dileriz.’’de bitsin. Hala savunmak, hataya takla attırmak olur.

5. Tramvay: Talimat mı, Temenni mi?

Dönemin İstanbul Valisi şimdiki İçişleri Bakanımız Sn.Ali Yerlikaya TÜRSAB’a tramvay durağı yapma talimatı verdiğini iddia etti Bağlıkaya. Belge var mı? Yok. Kruvaziyer acentalarıyla görüşüldü dedi ama hala sefer yok. Bu işler 'görüştüm, konuşuldu' ile değil, sonuçla ölçülür. Olan TÜRSAB üyelerinin 167.500 EURO’suna olmuştur. Asıl işi durak yapmak olan İBB’ye TÜRSAB’ın gönderdiği paradan bahsediyorum…

6. Genel Kurul Kararının Uygulanmaması: 4000 Üyenin İradesi

2019’daki Genel Kurul’da alınan “Seçimli Genel Kurullarda İstanbul dışından gelecek olan üyelerin konaklama ve ulaşım masrafları TÜRSAB tarafından karşılanır” kararı nasıl hiçe sayılır? Bu Genel Kurul kararıdır. Genel Kurul kararları Yönetim Kurulu kararlarının üstündedir. Bu kararla dalga geçmek, üyeyle dalga geçmektir.

7. BTK’lar ve Kapanma Hikâyesi

BTK'ları Bağlıkaya’nın keyfi bir şekilde kapatması ile ilgili sorulan soruya “TÜRSAB’ı bölmeye çalışıyorlar” yalanını daha önce belgeleriyle detaylıca anlatıp çürütmeme rağmen tekrar aynı yalanı söyledi. 

8. Finansal Okuryazarlık: Allah’a Şükür Bizde Var

Bağlıkaya, kendisini eleştirenler için ‘’Finansal okuryazarlık bilgileri yok.’’ dedi. Allah’a çok şükür var ama yetmediği yerde de mali müşavirimiz var. Yayınlamış oldukları konsolide bütçe ve gelir tabloları ile ilgili ayrıca detaylı bir yazı ve video hazırlayacağım.

9. Küfür, Hakaret ve On Dakikalık Ajitasyon

Kendisine yönelik yönetimsel eleştirileri evirdi çevirdi kendisine hakaret edildi olarak yansıttı. Hakaret eden kim, ne demiş belli değil… Varsa bir hakaret dava açarsın. Sakin olun Bağlıkaya... Eleştiriye tahammül, yöneticiliğin gereğidir. Her yazılanı trol sayarsan, gerçek muhalefeti kaçırırsın.

10. Adaylık: Mırın Kırın Etme, Çık Adayım De

“Ağustos’ta düşüneceğim, arkadaşlarımla konuşacağım” masalı artık kimseyi kandırmıyor. Adaysın. “Başkanım bizi bırakma” tiyatrosuna hiç gerek yok. Tiyatro zamanı geçti. Selefinin eski oyunları bunlar…

11. Muhalefet: Kendi Yaptığında Normal, Başkası Yaptığında Hain

2018’de kendisi birleşmelerle kazandı, şimdi başkaları birleşince “ah bu muhalefet” diyor. Sakin ol Başkan. Bu iş rekabettir. Seyahat acentacılığını meslek edinenlerle yarışmak istiyormuşsun, sen zaten üç senedir meslekten uzaklaştın. Önce tekrar mesleğe bir dön.

12. Fabrika Ayarları: Şov mu, Misyon mu?

Bağlıkaya’nın ‘’Bizim fabrika ayarımız’’ dediği tramvay durağı inşa etmek, uçan balonculuk oynamak , peşinde dolaşan bir medya ordusu kurmak, maaşlarını TÜRSAB üyelerinin ödediği bir seçim ekibi kurmak, sofralar kurmak, bürokratlara porselen kaftan dağıtmak gibi şeyler… O iş öyle değil… İşin doğrusu TÜRSAB’ın kurucu aklı olan ülkemize gelen turist sayılarını ve  turizm gelirlerini artırmak ve acentaların haklarını koruyarak kendi aralarındaki rekabeti düzenlemek ve dengeyi sağlamaktır. Bu kadar basit. Ayarlar bozulduysa, fabrika ayarına dönülür.

13. Hac – Umre: Bilmediği Her Konuda Yorum

Konunun uzmanları bunun cevabı verdi ama ben Bağlıkaya’ya göre yetersiz olan Türkçe bilgimle yorum yapayım.3 yıl üst üste umre organizasyonu yapan hac organizasyonu yapabiliyor. Tekel kelimesi kelimenin kökü itibariyle tek yani bir olmayı ifade eder. Kartel diğer bir ifadeyle oligopol kelimesi ise birkaç tane olmayı ifade eder. Bağlıkaya’nın ‘’250 acenta tekel oluşturdu.’’ cümlesini edebiyat öğretmenlerinin takdirlerine bırakıyorum.

14. Olağanüstü Genel Kurul

Bağlıkaya’nın açık çağrısına rağmen 14.511 üyenin 420’si yani sadece  %2.9’unun geldiği bir toplantı. Gelenlerin de üçyüzünün uçak biletleri, lüks otel konaklamaları ve tüm masrafları TÜRSAB tarafından karşılandı. TÜRSAB üyelerinin Bağlıkaya’ya olan güvenini ve üzülerek söylemek isterim ki TÜRSAB’a olan inancını bu rakamlar ortaya koyuyor.

15. BTK Delegeleri: Son Beş Ay Sabretsinler

BTK Başkanlarının ve üyelerinin üzerindeki baskıyı biliyoruz. Bağlıkaya’nın dediği yapmazlarsa bölgelerinin kapanma tehlikesi var ve bu korkuyu enselerinde hissediyorlar. Son 5 ay. Sabır. Sonra söz yine üyelerin olacak.

16. Vize: Hep Müracaat Ettik, Hep Ettik

“Müracaat ettik,” en çok duyduğumuz cümle. Ettiysen ne oldu? Sonuç yoksa söz de anlamlı değil. Müracaatı herkes eder. Sonucu getiren yöneticiye ihtiyaç var.

17. Aidat: Masum Sorudan Muhalefet Çıkarmak

Aidat ile ilgili masum bir soruyu bile dönüp dolaştırıp muhalefete getirdi Bağlıkaya. Çok yorulmuş belli. Aidat ile ilgili hiçbir girişimi ve söyleyecek sözü olmadığı için depremzedelerden aidat almadığını hatırlattı sadece. 

18. Korugöl Yalanı: Vakıf Üyeleri İçin 18 Milyon TL

Düzce Korugöl’deki Milli Park’a 432 TURSAV Vakfı üyesi ücretsiz girip içerdeki imkanlardan %50 indirimle yararlanacak diye 15.000 TÜRSAB üyesinin 18 milyon lirası göz göre göre harcandı. Üstelik Bağlıkaya’nın dediğine göre konaklama yatırımı da sıradaymış… Vurun abalıya… TÜRSAB üyeleri onu da taşır…

Bağlıkaya, her konuşmasında gerçekleri eğip bükmeye devam ediyor. Ama bu sefer kamera kayıt altında, arşiv açık, acentalar uyanık.

YA AYAĞIMA GELİRSİN YA DA…

TÜRSAB ailesine katılmak için tüm resmi evraklarını tamamlayan meslektaşlarımızı İstanbul’a “ayağa çağırmak” gibi abes bir uygulamaya kalkışmak, Bağlıkaya’nın üye kavramını hâlâ kavrayamadığının açık göstergesidir.

Gelmeyenlerin de belgelerini Bakanlığa göndermeyerek TÜRSAB üyesi olmalarını geciktiren bir zihniyetin üyeye saygısından bahsedilemez.

Meslektaşlarımız, tüm TÜRSAB üyeleri gibi alın teriyle ve emekle bir araya getirdiği bilgisini, tecrübesini ve sermayesini vizyonu ile birleştirip o belgeyi hak eder, bunun için ayağa çağrılmaz.

Hele ki üyeleri küçümseyen bir bakış açısıyla sözde törenler düzenlemek, Genel Merkez binasını zorla gezdirmek ancak tükenmişliğin ve çaresizliğin göstergesidir. Nasıl bir kibir, nasıl bir ruh hâlidir bu?

Sayın Bağlıkaya, unutmayın: Siz de bizim gibi bir üyesiniz. Yeni belge alan meslektaşlarımızı ayağınıza çağırmak değil, onlara belgelerini saygıyla teslim etmek görevinizdir. Üyeleri yormak, küçümsemek değil, hak ettikleri itibarı vermek zorundasınız. Yönetim makamı kibir değil, hizmet yeridir.Kendi seçim kampanyanızı, yeni kurulan acentaların üzerinden şekillendirme çabanız beyhudedir. Ne var ki TÜRSAB üyeleri bu oyunlarla artık karnını doyurmuş, ne sizin ne de başkalarının  “seçim manevralarını” yutacak hâli kalmamıştır.

Yazımı tüm bu yazdıklarımdan bağımsız olarak Fransız yazar Emile Zola’nın bir sözü ile sonlandırıyorum.

‘Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.’

İki hafta sonra görüşmek üzere…

Kalın sağlıcakla.

M.Nezih HACIALİOĞLU
TATİLAY TURİZM ve BOOK 4 BED TURİZM Seyahat Acentaları Yönetici Ortağı
23.Dönem TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi

DİPNOT:

Bir Garip TÜRSAB Hikayesi’nin WhatsApp ve Telegram kanalına abone olmak için aşağıdaki bağlantıları tıklayabilirsiniz.

‎WhatsApp'ta Bir Garip TÜRSAB Hikayesi kanalını takip etmek için:

Telegram’da Bir Garip TÜRSAB Hikayesi kanalını takip etmek için :